Ormanlar Türkiye’nin yaklaşık %29.4’ünü kaplamaktadır. Ormanlar bizim doğal kaynaklarımız, oksijen depomuz, geleceğe güvencemizdir. Son yıllarda yaşanan yangınlar hepimizin ciğerini yaktı. Bu tahribat umarız ki bir an önce giderilir. Şayet gelecek nesiller bizim gibi şanslı olamayacak. Bizler ormanlarda koştuk, yürüdük, eğlendik, oyunlar oynadık, piknik yaptık. Bencillik yapmayarak vatani bir görevimiz olarak ormanları koruyarak gelecek nesillere aktarmalıyız. Turizm faaliyetleri ve ormancılık hizmetleri birbirleri ile yakın ilişki halindedir. Turizm çeşitlerinden bazıları orman arazileri üzerine yapılmak istenmektedir. Bu da Ormanda kurulacak turizm tesisleri izinleri konusunu gündeme getirmektedir. Ormanların turizm yatırımları için tahsisi konusu Orman Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu ve Milli Parklar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ormanların turizm yatırımları hususu yasal düzenlemelerle oluşturulup izin verildikten sonra turizm hareketliliği olan yerlerde birçok ormanlık alan bu duruma konu olmuştur.

Ormanda Kurulacak Turizm Tesisleri

Ormancılık hizmeti bir kamu hizmetidir. Bu hizmetler doğrudan devlet tarafından yürütülmektedir. Devlet tarafından yürütülen turizm faaliyetlerinin bir kısmı da kamu hizmeti niteliği taşımaktadır. Hizmetlerin bir kısmı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülürken bir kısmı da bakanlığın gözetimi ve denetimi altında özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri tarafından yürütülmektedir. Ormanda kurulacak turizm tesisleri izni ve tahsisi bazı unsurlar içerir:

  • Yetki
  • Şekil unsuru
  • Sebep unsuru
  • Konu unsuru
  • Amaç unsuru

Ormanda kurulacak turizm tesisleri izinlerinde proje maliyetinin yüzde üçü (%3) oranında teminat alınır. Orman köylüleri kalkındırma geliri ise 2634 sayılı Kanunun 15 inci maddesine göre tahsis tarihini takip eden 3 üncü yıldan itibaren 5 yıl vade 5 eşit taksitte tahsil edilir.

Anayasanın 169 uncu maddesinde ormanların kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamayacağı belirtilmiştir. Mevzuatta orman alanlarında ormancılık dışındaki faaliyetlere izin verilmesinde kamu yararı şartı aranması zorunlu olup bu hususun tahsis sürecinde idare organlarınca öncelikle dikkate alınması gerekmektedir. Orman alanlarında yapılan turizm tesislerinin inşa edilmesi orman kaynağında bulunan ekosistemin
kaybedilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle orman alanlarının turizm amaçlı tahsisi ile ilgili izinlerin salt
ekonomik sebeplerle verilmemesi, idari işlemin tesis edilirken bu tahsisin mutlaka gerekip gerekmediği iyi
incelenmelidir. Ormancılık faaliyetleri ve turizm her ikisi birlikte idarenin kamu yararı amacıyla hareket ettiği hizmetler olup, her iki sektörün ürettiği faydadan sürekli olarak yararlanılması gerekmektedir.

(Yrd. Doç. Dr. Yavuz GÜLOĞLU)

Ormanda kurulacak turizm tesisleri izinleri konusunda ilk şart “kamu yararı ve zaruret” olması durumudur.

Resmi Gazete-30 Kasım 2021

ORMAN KANUNUNUN 17 NCİ MADDESİNİN ÜÇÜNCÜ FIKRASININ UYGULANMASI HAKKINDA YÖNETMELİK

(…)   (1)Ormanlık alandaki taleplerde Bölge Müdürlüğü yapılan müracaatı öncelikle e-Devlet üzerinden sisteme yüklenen evrak üzerinde inceler, eksiklikler varsa on işgünü içinde müracaat sahibine bildirir. Eksiklikler tamamlanıncaya kadar talep değerlendirmeye alınmaz. Evrakın tam olması halinde heyet tarafından arazi üzerinde gerekli incelemeler yapılarak, talebin Devlet ormanlarına isabet eden kısımları için ön izin veya kesin izin raporu düzenlenir.

(2) Ormanlık alandan verilen izin, müracaat sahibine tebliğ edilir. Tebligat tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde izin sahibinden teminat, bedeller ve onaylı taahhüt senedi alınır. Tebligat tarihinden itibaren altı ay içerisinde bedellerin yatırılmaması, teminatın veya onaylı taahhüt senedinin verilmemesi halinde ise saha teslimi yapılmaz, herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın izin iptal edilmiş sayılır. Aynı yerle ilgili yeniden izin talep edilmesi yeni izin talebi olarak değerlendirilir.

(3) İzin başlangıç tarihi, izin olurunda ayrıca izin başlangıç tarihi belirtilmemiş ise izin olurunun verildiği tarihtir. İznin uzatıldığı durumlarda izin başlangıç tarihi ilk iznin verildiği tarihtir.

(4) İzin verilen alanın ve üzerinde yapılması planlanan yapı ve tesislerin, diğer kanunlar uyarınca izin, görüş, onay veya muvafakat alınması gereken yerlerden olması halinde izin sahibince gerekli izin, onay veya muvafakat ve görüşler alınarak çalışma yapılır.(…)

7334 sayılı “Turizmi Teşvik Kanunu ile bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”,  28 Temmuz 2021’de Resmî Gazetede yayınlandı. Kanunun 1’inci maddesi “d” fıkrasına göre, “Kültür ve Turizm gelişme Bölgeleri dışında kalsa bile” orman arazileri “kamu yararı” kapsamına alınarak turizm yatırımcılarına açılabilecek. “Yeri, mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilan” edilecek bu alanlardaki bütün devlet taşınmazları da turizm kapsamına alınabilecek.

Bu durumda sadece Tarım ve Orman Bakanlığı tasarrufundaki kıyı, göl, dağ gibi doğal alanlar değil, örneğin konumu otel ya da turizm tesisi kurmaya uygun olan Millî Eğitim Bakanlığından Millî Savunma Bakanlığına, İçişleri Bakanlığından Adalet Bakanlığına dek okul, konukevi, ya da müze gibi binaların Cumhurbaşkanlığı üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı tasarrufuna devri mümkün olabilecek.

Ormanda kurulacak turizm tesisleri izinleri tartışmaya oldukça açık bir konudur. Bazı durumlarda desteklense de doğa severler tarafından her zaman karşı çıkılmıştır. Tabi ki doğanın dengesini bozmak oldukça zararlıdır. Ama şöyle ki bazı bölgelerde kurulan tesislerden elde edilen turizm geliri ile doğa adına güzel işler yapılmaktadır. Anayasa’da orman alanının ekosistemine zarar verecek hiçbir davranışa izin verilmemesi hükmünden dolayı ormanların turizm için tahsisine izin verilmemesi gerektiği düşünülmektedir. Anayasanın 169 uncu maddesinde ormanların kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamayacağı belirtilmiştir. Mevzuatta orman alanlarında ormancılık dışındaki faaliyetlere izin verilmesinde kamu yararı şartı aranması zorunlu olup bu hususun ormanda kurulacak turizm tesisleri sürecinde öncelikle dikkate alınması gerekmektedir.